Geviş getirenlerde diğer türlerden farklı olarak rahim yapısına bağlı olarak, yavru anneden doğarken sıfır bağışıklıkla doğar. Yani hastalıklara karşı tamamen korunmasızdır. Buzağının hastalıktan korunmasının tek yolu, doğumdan sonraki ilk birkaç saat içinde anneden yeterli ve kaliteli kolostrum (ağız sütü) almasıdır. Bu sağlanmadığı takdirde pasif transfer yetmezlik denilen olay ortaya çıkar ve buzağı kolayca çevredeki adi bakterilerle bile ölüme gidebilir. Kolostrumun üretilmemesi, anne ölümü, düşük kaliteli kolostrum üretilmesi, annenin hasta olması, güç doğum, ikiz doğum, memeden kolostrum sızıntısı olması, mastitis, annenin bölgeye yeni gelmiş olması, gebelikte doğru beslenme yapılamaması, kuruda kalma süresi, yüksek süt verimli ırklarda immunglobulinlerin seyrelmiş olması, aşırı sıcak veya soğuk stresi, bakteriyel kontaminasyon gibi sık görülen pek çok nedenle anneden alınan kolostrum her zaman kaliteli olamamaktadır. Ayrıca ilk ve ikinci doğumunu yapan annelerin kolostrumu immunoglobulin açısından fakir olup, üçüncü doğumdan sonra yeterli hale gelir. Gelişmiş ülkelerde bu gibi durumlarda alternatif yöntem olarak kolostrum ikame tozu yaygın olarak kullanılmakta ve buzağı kayıpları bu yöntemle önemli ölçüde düşürülmektedir. Oysa ülkemizde kolostrum ikame tozu üretilmediği gibi ayrıca ağız sütündeki immunglobulinlerin bölge hastalıklarına özel olarak değişiklik göstermesi nedeniyle ithal edilerek kullanımının yarar sağlaması mümkün değildir. Yani yurtdışındaki hastalık profiliyle, ülkemizdeki profil aynı olmadığından ithal edilen bir üründe bizim bölgemizde sık görülen hastalıklara karşı yeterince bağışıklık proteini bulunmayacaktır. En az üçüncü doğumunu yapmış ve gebelikte gerekli aşıları yapılmış sağlıklı ineklerden toplanarak, pastörize edildikten sonra toz haline getirilerek raf ömrü uzun hale gelen, kalitesi ve bağışıklık proteini içeriği önceden belirlenmiş, önemli hastalıklara karşı bağışıklığı test edilmiş ve absorbsiyon etkinliği arttırılmış kolostrum